SORU
Selamun aleykum hocam, Musa hocam sizi seviyorum. Allah razı olsun sizden. Ve hakkın yanında duran davetçilerden Hocam ben eskiden hac umre şirketinde rehberlik yaptım 3 yıl. Sonra bu şirket beni haksız yere bana söylemeden işten çıkardı ben bunu 2 ay sonra öğrendim ve benim 4 maaşımı vermediler. Ben bir kaç hocaya sordum mahkemeye verebilirsin dedi. Bende mahkemeye verdim ama içim rahat değildi. Sizin bir yazınızı gördüm ve sonra bu işin kötü olduğunu fark ettim. Bu durumda benim ne yapmam lazım. Mahkemeye devam mı edeyim yoksa diğer usûllerle mi çözümleyeyim. Eğer mahkemeye devam edersem bunun hükmü ne olur. Birde arkadaşlarım kimlik kartı ehliyet veya evlenme içinde başvuruyorsun diyorlar Benim kafam karıştı. Kalbimi mutmain edecek bir hüküm varmı?
CEVAP
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Kendisi için sevdiğin Allah’u Teâlâ senide sevsin. Ve senden razı olsun. Muhterem kardeşim aslolan beşer kanunlarıyla hükmeden tağutu sistemin mahkemesini tamamıyla Allah için red etmektir. Hatta bu mahkemelerin iptal edilmesi ve Allah’ın hükümleriyle hükmedecek mahkemelerle değiştirmektir. Ancak şuan galibiyet Müslüman olmayanların elinde olduğu için kendi kural ve kanunlarını tatbik ettiriyorlar. Mahkeme konusunu iki noktaya ayırabiliriz.
Bir: Bazı resmi işlemleri yapabilmek için mahkemeye müracaat etmek.
İki: İnsanların arasında vuku bulan sorunları çözmek için mahkemeye müracaat etmek.
Buna muhakeme denir. Yani iki taraf arsında ki sorunu çözmek için üçüncü tarafın hükmüne müracaat etmek. Buna muhakeme denir.
Birinci meselede sorun çözümü için zarureten mahkemeye müracaat etmek muhakeme kısmına girmez. Bazen kimlik, pasaport, tapu vs. işlemler yapmak için mahkemeye müracaat etmek zorunluluğu doğmaktadır. Mahkemede küfür veya haram gerektirecek bir şey yapılmadığı müddetçe ihtiyaç halinde gidilmesinde bir beis görülmemektedir.
Ancak ikinci noktada Müslümanların kendi aralarında ihtilaf yaşadıkları noktalarda yapmaları gereken şey, aralarında İslam’a göre hükmedecek bir ilim ehline gitmeleridir. Karşı taraf şeriata gitmek istemiyorsa bu onun küfrünü veya nifakını gösterir. Bu durumda meşru yollarla hakkımızı ondan almaya çalışırız. Alamadığımız yerde hakkımızı ahirete bırakır, tağuti mahkemeye müracaat etmeyiz. Çünkü Allah’u Teâlâ İslam hükümlerini bırakıp tağuta gidenleri kötülemiştir. Şöyle buyurmaktadır:
“Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tağut’a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tağut’un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.
Onlara: Allah’ın indirdiğine (Kitab’a) ve Rasûl’e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.” (Nisa 60,61)
Kendilerine güvendiğimiz bazı âlimlerimiz “Bütün dünyan dahi kaybolsa tağutun mahkemesine gitme!” diye tembih etmişlerdir.
Rabbim Müslümanların yar ve yardımcısı olsun, küfrün hakimiyeti altında yaşamaktan kurtarsın.
Musa Ebu Cafer
Son Güncelleme: 1 yıl önce