Münafıkların 50 Alâmeti : 9 – Düşman Hesabına Casusluk !

بِسْــــــــــــــــــــــمِ ﷲِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيم

أَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلَاةُ وَالسَّلامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَصَحْبِةٍ أَجْمَعِين .

Münafıkların sıfatlarından birisi de, Müslümanların arasında bulunmaları ve birlikte yaşamaları sebebiyle düşmanlar adına casusluk edip onlara Müslümanların
haberlerini taşımalarıdır. Münafıklar dışında Müslümanların haberlerini anında nakleden kim bilmiyoruz.

Askeri haberleri, sanayi haberlerini,iktisadi, içtimai, siyasi bütün haberleri taşırlar. Dinleri karşılığında dünyayı satın alan Münafıklar kâfirlere istihbarat görevini yerine getirirler .

Bu yüzden Allah bizleri düşmana hizmet eden münafıkları sırlarımızdan haberdar etmememiz için uyarıyor.Buyuruyor ki;

“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin.Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler.Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır.Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz. ”(Al-i İmran118)

Münafıkların Müslümanlara ait haberleri taşıdıkları sahabe tarafından biliniyordu. Bunun en açık örneği Hatıb Bin Ebi Beltea kıssasıdır.Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem halkı ahdi bozduğu için Mekke’yi Feth etmeye niyetlenmişti. Müslümanlar düşmana karşı hazırlık yaptığı zaman Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem;
“Allah’ım!Haberimizi onlardan sakla”diye dua etti.

Hatıb,Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gaza niyetini bildiren bir mektup yazarak, Kureyş’li bir kadın ile Mekke halkına gönderdi. Allah rasulünü bundan haberdar etmişti.Bunun üzerine kadının peşinden bir grup sahabe göndererek mektubu getirtti. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem orada mektubun Hatıb tarafından Mekke müşriklerine gönderildiğini gördü.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem;
“Ey Hatıb! Buda ne demek?”buyurdu.Dediki;
“Bana kızmakta acele etme. Ben Kureyş’e dışardan katılan bir adamım. Ben onlardan değilim. Senin beraberindeki muhacirlerin orada akrabaları var.Mekke’deki mallarını ve ailelerini himaye ederler.Bu şekilde soydan gelen hamilerim olmadığı için oradaki yakınlarımı himaye edecek bir el edineyim istedim.

Bunu kesinlikle küfrüm veya dinimden döndüğüm veya İslâm’dan sonra küfre rızamdan dolayı yapmadım” dedi. Ömer radıyallahu anh; “Beni bırak da şu münafığın boynunu vurayım” dedi. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ömer radıyallahu anh’ın;

“Şu münafığın boynunu vurayım” sözünü ikrar etti. Âlimler buradan casusun hükmünün öldürülmek olduğunu çünkü casusun münafık olduğu hükmünü çıkarmışlardır. Hatıb’ın geçerli bir mazereti yoktu ama o Bedir savaşına katılmıştı. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki;“Ama o Bedir’e katıldı.Ne biliyorsun,belki de Allah Teâla Bedir ehlinin hâline muttali oldu da:”Dilediğinizi yapın,sizleri mağfiret etmişim.”Buyurdu.”

Allah’ın düşmanları hesabına casusluk haberleşme cihazlarıyla yapılan bir şey değildir, düşün.Şüphesiz bu ondan daha kapsamlı bir şeydir.Buna Müslümanların
içtimai,iktisadi vesair hayatlarına zarar verecek haberleri taşımak dâhildir. Müslüman toplum hakkında küçük bir ayrıntının nakledilmesi, müşriklerin Müslümanların durumu hakkında bilgi sahibi olarak zayıf noktaları öğrenmelerini, böylece tahribatlarını kolaylaştıracaktır.

Onların haber taşınmasında elleri vardır ve onlar düşmanın müslümanlar arasında fesatçılık yapmasına hizmet ederler. Kuvvetimizin zayıflığını ve çaresizliğimizi Allah’a arz ediyoruz .

Son Güncelleme: 4 ay önce