SORU
Selamun aleykum hocam, Namazı tamamen sadece tembellikten dolayı kılmayan kişinin hükmü hakkında âlimlerimiz ihtilaf etmişlerdir. İmam Ebu Hanife, Malik, Şafii ve İmam Ahmed’in (radiyallahu aleyhim) bir görüşüne göre kâfir olmaz. Namazını kılmayan kimse tevbeye çağırılır ve kılmazsa Ebu Hanife’ye göre hapse atılır ve tazir cezası verilir. Öbür imamlara göre had cezası olarak öldürülür, bu nakli sitenizden kopyaladım, bu âlimlerin bu görüşleri hakkında senet, delil varmı ve bu sözlerin kaynağı sahih mi?
CEVAP
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Yukarıda bahsedilen âlimlerin bu görüşlerinin dayanağı vardır. Bu görüşlerini her bir mezhebin muteber fıkıh kitaplarında bulabilirsin.
Namazını tembellikten dolayı terk edenin tevbe etmemesi sebebiyle öldürülmesinin delilleri vardır. O delillerden bir tanesi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in rivayet ettiği şu hadistir:
“İnsanlarla Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik edene, namaz kılıp zekât verene kadar savaşmakla emrolundum. Eğer bunları yaparlarsa benden kanlarını ve mallarını korumuş olurlar, ancak İslam’ın hakkı müstesnadır. Onların hesapları Allah’a kalmıştır.” (Buhari ve Müslim)
İmam Hattabi (rahimehullah) derki: İsmet (korunma) bu unsurları tam olarak yerine getirmeye bağlıdır. Bu hadis şunu işaret eder: Eğer bir kişi bu sayılan unsurlardan birini çiğnerse, tevbe edene kadar onun kanı ve malı helal olur.
Hz. Ebubekir kendi zamanında zekâtı vermeyenlere karşı savaşıp kanlarını dökmesi bu hadise binaendi.
Başka bir delil şudur: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ali (radiyallahu anhum)’yu Yemen’e zekâtı toplayıp dağıtmak üzere göndermişti. Ali (radiyallahu anhum) bir kısım zekatı Medine’ye göndermiş, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gelen altın parçalarını dört fakir sahabeye dağıtmıştı. Adamın biri itirazda bulunarak şunu demişti: “Allah’tan kork! Vallahi bu paylaştırmada Allah’ın rızası gözetilmemiştir.” Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) öfkelenmiş ve ona şunu demişti: “Sana yazıklar olsun! Yeryüzü mahlukatı arasında Allah’tan en çok korkan ben değil miyim!” sonra adam çekip gitmiştir. Arkasından Halid Bin Velid: “Ya Rasûlallah bu adamın boynunu vurayım mı?” deyince Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Hayır, umulur ki bu adam namaz kılıyordur!” buyurmuştur. (Buhari, Müslim)
Bu rivayet şunu gösteriyor; adamın ölümden kurtulması kıldığı namazına binaendi. Eğer bu adam namaz kılmıyor olsaydı, kanı dökülecekti.
Birçok rivayetlerde münafık tipli adamların öldürülmemelerinin sebebi kıldıkları namaz olmuştur. İşte bu rivayetlere dayanan imamlarımız, namazını terkeden kişinin tevbe etmemesi halinde ölürüleceği hükmünü çıkarmışlardır. Ebu Hanife (rahimehullah)’ın içtihadı farklıdır. Ona göre namaz kılmayan kişi tazir cezasına çarptırılır.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.
Musa Ebu Cafer
Son Güncelleme: 1 yıl önce