بِسْــــــــــــــــــــــمِ ﷲِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيم
أَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلَاةُ وَالسَّلامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَصَحْبِةٍ أَجْمَعِين .
Aziz İslam Ümmeti,
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Size hitabım Gazze kuşatması ve buna ek olarak Filistin’in tamamını Siyonist işgalden kurtarmanın yolu hakkında olacaktır.
Sözlerime, insanların kalplerini paramparça eden, adaletsiz kuşatmanın sebep olduğu kötü beslenme, ilaç yokluğu vb nedenlerle kendi gözleri önünde çocuklarının yavaş yavaş öldüğünü görenlerin başlarındaki büyük musibetlerden başlamak istiyorum.
Ümmetim, Filistin ve halkı bir asır önce Hristiyan ve Yahudilerin elleriyle iki acı durum yaşadılar. Onların ikisi de O’nu (Filistin’i) anlaşmalar ve diyalog yöntemiyle değil, kuvvetleriyle (demir ve ateşle) bizden aldılar. Bu sebeple Filistin kuvvet kullanılmadan (demirsiz) yeniden kazanılamaz. Demir diplomasi değildir, ancak kendisiyle diplomasi yapılabilir.
(Ey Muhammed!) Artık Allah yolunda savaş! Sen ancak kendinden sorumlusun! Mü’minleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah inkâr edenlerin gücünü kırar. Allah’ın gücü daha üstündür, cezası daha şiddetlidir. (4:84)
Teşvik ve cihad, imansızların saldırganlıklarını durduracaktır, o halde Allah yolunda cihaddan bizi ne alıkoyabilir? Bölge yöneticilerine, Siyonist/Haçlı müttefiki tarafından sayısız prangalar vurulmuştur, bu yöneticiler de bize Uleması (alimleri) ve medyasıyla pranga vurmuştur.
Ey Allah’ın kulları, bu adaletsiz Gazze kuşatması göstermiştir ki, düşmanları tarafından sıkıştırılan bu Ümmetin oğulları ve liderleri, zayıf iradeliler ve birkaçı hariç özgürlük sahibi değiller. Zayıflığını ve küçüklüğünü gösteren bu liderler nasıl diğerlerinin kuşatmasını kırabilir ki, prangalara vurulmuş biri bir başkasına hiçbir şey veremez veya yapamaz.
Bu bizim karşılaştığımız acı bir gerçektir ve bizim onları kendilerine faydasız düşünce ve fikirler benimseten düşmanlarımızdan uzaklaştırmak için gerçekçi çözümler bulmalıyız.
Ey İslam Ümmeti, üzerinizdeki bu sert kuşatmaya rağmen, bu Siyonist Haçlı ittifakına bağımlılıktan ve boyun eğmekten kurtularak özgürlüğünüze kavuşmak için hala elinizde büyük bir fırsat var.
Buna ulaşmak için, ülkelerimizdeki müttefiklerin ajanları tarafından bizi bağlayan alçalma ve bağımlılık prangalarından kendinizi kurtarmalısınız. Bu ajanlar ülkelerimizin hükümetleri ve özellikle Sultan (hükümet)’ın Uleması (alimleri)’dır. Bunlar kadar kuvvetli bir pranga da bölgeye ve ümmete ihanet eden hükümetleri tanıyan İslami grupların metodudur. Bu İslami gruplar bu hükümetlerin devletlerinin politik metodlarına katılmışlarsa, onların kanunlarına tâbi de olsalar, karşıt da olsalar onlardan bir farkları kalmamıştır.
Veya insanları cihaddan sakındıran bu diğer gruplar, hala hükümetlerin insanlara yasakladığı en önemli ibadetlerden olmasına rağmen korkunun derecesini abartarak insanların cihad etmesini engelliyorlar. Halbuki cihad imansızların saldırganlıklarını ve Müslümanların maruz kaldığı kuşatmayı durdurmanın yoludur.
Bu gruplardan bazıları yöneticilere yaltaklanmayı teşvik ederken, davetin maslahatı bahanesiyle cihaddan sakındırıyorlar. Bu iddia Allah’dan başka tapılan bir put halini aldı ve bu yola uyanlar Allah ve Resulü’nün (sav) emirleri yerine grup liderlerinin emirlerine öncelik vermeye başladılar. Bu apaçık bir hatadır.
Ey İslam Ümmeti, bu prangalardan ve tam teslimiyetten kurtulmanın ve kendisinden başka ilah olmayan Allah’a kul olmanın yolu insanın özgürleşmesidir; sonra özgür insan, ümmetin, Filistin’in ve El-Aksa Mescidi’nin özgürleşmesi için çalışabilir. Bununla o, özgürlük ve itibar için, mücadele için, savaş alanları için ve Afganistan’daki, Veziristan’daki, İslami Magrib’teki, Somali’deki, Keşmir’deki, Çeçenistan’daki ve en önemlisi tarihi açıdan hilafetin başkenti durumundaki Bağdad’daki ve düşmanları bozguna uğratan civarındaki bölgelerdeki gibi Allah yolunda cihad için yol açan açık kapılar bulabilir. Bu alanlarda ve kılıçların gölgesi altında izzet büyüyor, zalimler yeniliyor ve iman edenlerin göğüsleri genişliyor.
Ey İslam Ümmeti, bu sizden saklı değildir ki, bugün Filistin’deki insanlarımız için kıyama kalkamanın yeri Irak topraklarıdır, bu sebeple oraya yoğunlaşmalı ve oradaki cihadı desteklemelisiniz. Irak’daki cihada yardım ve destek olmak, komşu ülkelerin vazifesidir, yani Bilad-üş Şam’ın insanları, Allah’ın üzerlerindeki yüce rahmetini hissetmeliler ve Irak’daki mücahid kardeşlerini desteklemeli ve onlara yardım etmeliler. Vallahi Kudüs’deki cihaddan menedilen Filistinli muhacir kardeşlerimiz için bu büyük bir fırsat ve görevdir, onlar çoktanrıcı demokrasinin hilelerinde boğulan partilerin ve grupların illüzyonlarını unutmalı ve acele ederek Mezopotamya topraklarındaki Mücahid kardeşlerinin cephesinde ön saflardaki yerlerini almalı ve Allah’a güvenmeliler.
Sonra Allah, onlara (inşaallah) kutsal Mescid-i Aksa yolunu açacaktır. Böylece mücahidler dışarıdan gelecek kardeşleriyle Filistin’de buluşacak ve Hittin savaşını (inşallah) tekrarlayacaklardır, sonra Müslümanlar muzaffer olacaklardır!
İslam Ümmeti, ölüm derecesinde kuşatma, büyük ve çirkin bir adaletsizliktir, onu yapan ve katılan kalbi kapkatı merhametsiz biridir. Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: “Bir kadın, bir kedi yüzünden azaba uğramıştır. O kediyi bağlamış ve ona yemek vermediği gibi o ölünceye kadar gidip yemek bulmasına da izin vermemişti.” Ey Allah kulları, bu bir kediyi ölünceye kadar kuşaran birinin kaderidir; yüzlerce, binlerce öksüz çocuğu ve dul kadını kuşatanın hali nicedir? Bu benim sözcüklerimin onu asla tanımlayamayacağı büyük bir suçtur.
İslam Ümmeti, Filistin’deki mücahidlere karşı bu ölümcül kuşatma Arapların Amerika’ya ve Siyonistler’e Annapolis’de onay vermesiyle başladı ve bu İslam’dan çıkaran 10 hükümden biridir. Böylece bunlar (Arap hükümetleri) bu çirkin suçu işleyenlerle birdirler ve Müslümanlar onlardan nefret etmelidirler, onlara misilleme yapması ve onların ölümlerinin bir an önce gerçekleştirmesi için Allah’a dua etmelidirler. Ayrıca onları açıkça reddetmeli ve eğer bunu açıktan yapamıyorlarsa gizlice kalplerinden buğz etmelidirler.
Ümmetin son felaketi ve dahi en kötüsü çağdaş Ulemanın hükümetleri överek insanları yanlış yönlendirmesidir. Bunlar (alimler) bu kuşatma suçunun en temel aktörürünün bu yöneticiler olduğunu bilmesine rağmen, kuşatmanın sonlandırılması için bunları umut olarak göstermektedirler.
Şiir:
Emirden sığınak arayan ızdırapta…
Yakıcı sıcaktan ateş arayan gibi…
Ey Allah’ın kulları, biz üç tür grupla karşılaşıyoruz: Mücahidlerin grubu ve onların destekçileri; ikincisi, Filistin’in özgürleşmesi için Allah yolunda cihad etmeyen ve evde oturmaları için bir mazeretleri olmayanlar ve üçüncü grup; Haçlı/Siyonist müttefiki ve onların bölgeni yönetici kadrosundaki destekçileri ve de kötüye yönlendiren Ulema…
Hayırlı olanları birinci gruptakilerdi, biz Allah’dan sizle bizi onlardan kılmasını niyaz ederiz. (Allah’ın mükafatlarından) mahrum olaranlar, dini destekemeden ve cihad etmeden evlerinde oturanlardan memnun olanların bulunduğu ikinci gruptur. Ve bedbaht olanlar ise üçüncü ve son gruptan olanlardır. Biz bu gruptan olanlardan Allah’a sığınırız.
Son olarak, ben derim ki; ne teslimiyetçi liderlerin anlaşmaları ve onların toplantıları, ne de evlerinde oturmaya ve seçimlere katılmaya davet edenlerin gösterileri asla Filistin’i onlara kazandırmayacaktır. Onların ikisi de (yöneticiler ve alimler) aynıdır, Onlar ümmete zarar vermektedirler. Eğer biz gafletten uyanırsak, dinimize sahip çıkarsak.. Ve eğer biz O’nun için mallarımızdan ve canlarımızdan fedakarlık edersek; Filistin bize geri dönecektir!
Şiir:
Ey insan uyuyorsun ve dikkatsizler dikkat kesiliyor…
En kötü günler senin (cihadsız) durduğun günlerdir…
İnsan yaşamakta mıdır, eğer o kul olmayacaksa…
Onun toprakları lanetli bir hain tarafında yönetiliyor.
Benim topraklarım muhtelif imansızlar tarafından üs edinmiş…
Her bir despot daha bir güçlü büyüyor
Cihadı oturmakla değiştirerek, bu gün…
Senin yöneticilerin ve kullarınrezil edilir
Ölüm, sonra, biz onu istirahatte gibi göreceğiz.
Yahudiler ve ekipleri bize egemen oldular…
Kudüs toprakları fethedilmiş…
Nerede Ey insan senin sözlerin ve tehditlerin?
Ve bir öksüz kıtlıktan acı çekiyor…
Ve para ve riyaller deniz kadar bereketliyken.
Ey despotlar zincirleriniz bizi bıktırdı!
Ve aslanlar zulmü kabul eder mi?
Ey Ümmet’imin evlatları kıyam edin!
Ve Hakk’a yardım etmekte acele edin ve kanlarınızla bağışçılardan olun.
Bir mü’min tehdit edildiğinde…
Hiçbir fedai ucuz olan ölümden kaçmaz.
Ben dinim için yaşar ve ölürüm
Ve benim kanım onun ışığı için bir yakıttır.
Yani İslam’sız kalmak, sonsuza kadar alçalmaktır.
Ve O üstün geldiğinde başlar kalkacaktır.
Ey Allah’ım bize bu dünyada ve ahirette iyilikler nasip et ve bizleri ateşin azabından koru.
Ey Allah’ım kuşatma altında bulunan Filistin’deki ve diğer tüm Müslüman ülkelerdeki insanlarımıza yardım et.
Ey Allah’ım Filistin’deki, Irak’taki, Afganistan’daki, İslami Mağrip’teki, Arap Yarımadası’ndaki, Somali’deki, Çeçenistan’daki ve her yerdeki Mücahidlere zafer nasip et..
Ey Allah’ım Yahudiler’den, Hristiyanlardan ve onların tüm takipçilerinden olan düşmanlarımızdan intikamımızı al, Ey Allah’ım Arap olan veya olmayan tüm Tağutlardan ve onların takipçilerinden intikamımızı al.
Ey Azamet ve İzzet sahibi olan Allah’ım, bizim senden başka kuvvetimiz yoktur, bize kuvvet ver, bizim ayaklarımızı sabit kıl, atışlarımıza yol göster, saflarımızı birleştir ve imansızlara karşı bize zafer nasip et. Sen bize yetersin ve bizim işlerimizi düzenleyen sensin. Davamızın sonu; Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.
Ümmetin imamı Şehid Şeyh Usame bin Ladin Rahimullah
Son Güncelleme: 5 ay önce