SORU
Selamun aleykum hocam, Allah ilminizi arttırsın ve sizi bu dine faydalı kılsın. T.C.de ki Camiler Mescid-i Dırar olur mu? Mescid-i Dırar olabilmesi için dört şartın hepsi olması mı gereklidir? Yoksa bir şart bile olsa Mescid-i Dırar hükmünü alır mı?
CEVAP
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Bu ağır meselede Rabbim hakka ulaşmayı cümlemize nasip etsin. Öncelikle Dırar Mescidi ne demektir?
“Dırar”: Zarar, hasar verme anlamına gelir.
Dırar Mescid’i ise Takva üzerine değil, Müslümanlara zarar vermek, küfrü yaymak, Müslümanların arasını bölmek, Allah ve resulüne savaş açmış kimselerin barınak ve hareket yeri olması amacıyla kurulmuş bir mescittir.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) döneminde İslam’ı kabul etmemiş, Müşrik iken Hristiyanlık dinine girmiş, Medineli, İslam’a ve başta Peygamberimize (sallallahu aleyhi ve sellem) ve Müslümanlara savaş açmış Ebu Amir Elrahip adında bir kişi Rumlara kaçıp sığındıktan sonra Münafıklara mescit yapmalarını ve onu beklemelerini emredince münafıklar bu mescidi inşa etmişlerdir. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) haberini aldıktan sonra onu yıktırmış ve ateşe vermiştir.
Onunla ilgili Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“(Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Rasûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka birşey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.” (Tevbe, 107-108)
Dırar mescidi şu dört unsur üzere veya dört unsurdan biri üzere kurulmuştur. Eğer bir mescit bu dört özellik üzere kurulmuşsa veya dört özellikten bazıları üzere kurulmuşsa o mescit Dırar mescididir. Orada namaz kılınmaz, Dırar olduğunu bildiği halde kılarsa namazı batıl olur. Böyle bir mescid ya yıkılır veya başka bir binaya çevirilir.
Şimdi sorunun cevabına Allah’tan yardım dileyerek girelim.
T.C.de ki her cami Dırar Mescidi değildir. Bununla beraber her cami takva üzere kurulmuştur denemez. Meselenin tafsilatı vardır.
İmamın küfre girmesi veya mürtetlerden olması o camiyi dırar yapmaz, bu sadece namazın batıl olmasına sebep olur.
Caminin Dırar camisi olması, hangi niyet üzere ve ne şekilde bina edilmesine bağlıdır. Eğer bir mescid Müslümanlara ve dinlerine zarar vermek amacıyla bina edilmişse veya o mescitte küfrü yaymak, Müslümanları dinlerinden soğutmak, dinlerinde şüpheye sokmak veya bir mescit o beldede yeterken sırf oradaki Müslümanları bölmek cemaatlerini ve birliklerini ayırmak amacıyla inşa edilmişse veya Allah ve resulüne savaş açmış kimselerin barınak yerleri, hareket alanları olsun diye bina edilmişse o Mescit Dırar mescididir.
Türkiye’deki mescitleri şu guruplara ayırabiliriz:
Bazı mülahazalar:
1.Namaz vakti girdiğinde herhangi bir yerde tereddüt etmeden namaz kılabiliriz. Çünkü Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: “Yeryüzü benim için mescit ve temizlenme (Teyemmüm) yeri kılınmıştır. Ümmetimden birine namaz ulaşmışsa namazını kılsın!.” (Buhari ve Müslim)
Namaz kıldığımız yerin kesin olarak Dırar mescidi olduğu veya kılacağımız yerde necasetin olduğu veya kabristan veya hamam veya deve ahırı gibi yer olmadığı müddetçe şüphelenmeden namaz kılabiliriz.
Hatta kilise ve Havralarda bile putlar ve suretler olmadığı müddetçe namaz kılınabilir. Abdullah Bin Abbas’ın suretsiz kilisede namaz kıldığı varit olmuştur.
Bununla beraber Allah-u Teâlâ’nın genişlettiği bir şeyi daraltmak veya küfür sistemlerine öfkemiz bizleri ölçüsüzlüğe ve toptancılığa götürmemelidir. İlmi olmayan avam Müslümanlar ilimsizce mescitler hakkında hüküm vermemelidir. Bir mescit için ilimsizce Dırar demek tehlikelidir. Çünkü bu hüküm şu manaya gelir: Bu mescidin herhangi bir hürmeti yoktur! Yıkılıp ateşe verilebilir! İçine necaset atılabilir! Burada kılınan namazlar geçersizdir! İçine geçip oturmak dahi caiz değildir!. Allah’ın evleri hakkında Allah’tan korkmalıyız. İlimsiz fetva vermekten sakınmalıyız. Bu benim ulaştığım kanaatimdir. En doğrusunu bilen Yüce Allah’tır.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.
Musa Ebu Cafer
Son Güncelleme: 1 yıl önce